OSMAN GAZİ’NİN YEĞENİ BAY HOCA


OSMAN GAZİ’NİN YEĞENİ BAY HOCA
Bizans tekfurlarına yapacağı zorlu bir seferde, Osman Gazi’nin, yeğeni Bay Hoca koşarak gelir:
“Amca, bir sefere çıkacağınızı duydum, doğru mu?”
Osman Gazi:
“Yeğenim, sefer bizim ilk yaptığımız bir şey değil, hele sen niyetini söyle...
Bay Hoca:
“Ne olur Efendim, beni de yanında sefere, cihada götür.” Osman Gazi:
“Sen daha küçüksün, henüz bıyıkların terlememiş.”
Bay Hoca:
“Hayır ben büyüdüm. Artık cihada gidebilirim. Annem beni beşikte sallarken, cihat türkü ve ninnileri ile büyütmedi mi?“ benim oğlum büyüyecek cihat edecek, İstanbul’u fethedecek diye beşiğimi sallamadı mı? Siz bana tahta kılıçlarla kılıç kullanmasını, cihat etmesini öğretmediniz mi? Artık ben beşikten kalkalı çok oldu. Tahta kılıç kullanma yaşını çoktan aştım. Ne olur Efendim, beni de yanına al, beni de cihada götür.” der.
Osman Gazi tereddüt geçirince, onu bağla-yan şu müthiş sözünü söyler: “ Eğer beni yanına almazsan, etrafa yaygara yayar, Osman Gazi yeğenine torpil geçiyor, rahatlatmak için sefere götürmüyor, der seni mahcup ederim.”
Bunu duyan Osman Gazi; “Öyle ise yanımdan kopmaca yok, şimdi git, büyüklerinin duasını al, ellerinden öp. Seni aldım.” deyince, dünya ona verilmiş gibi olur.
Bu ruh, diriltici ruhtur. İla- kelimetullah aşkı, Hızır nefesidir, diriltir, hayat nefyeder. işte Osmanlıyı küçük bir aşiretten koca bir cihan devleti yapanda bu ruhtur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder